Nazan, altı ve yedi yaşındaki iki çocuğu ve abisi Ferdi ile yaşayan bekar bir annedir. Kocası yıllar önce ardında bir mektup bırakarak aşık olduğunu söylediği bir kadınla onları terk etmiştir. Ilgaz ve Fatih babalarını hiç tanımadan büyümüşlerdir. Nazan babasından kalma ahşap oyuncakçı dükkanında çalışarak yıllar içinde biriktirdiği bir miktar parayla kredi borcuna girerek bir ev almıştır. Ferdi, kardeşinin bankaya yatırması için verdiği paraları arkadaşı Şeşbeş’in aklına uyarak yaratıcı bir girişim olarak düşündüğü deterjan işine yatırır. Ama bu girişimin sonu Şeşbeş’in ufak bir dalgınlığı sonucu hüsranla sonuçlandığında, Ferdi, bütün parayı kaybetmiş olur. Nazan bu durumu öğrendiğinde, abisini evden kovar. Ama en büyük sorunu evi kaybetmemek için bankaya ödemesi gereken paradır.
Ömer, Nazan’ın karşı komşusu olan yakışıklı, bekar ve hayatının sonuna kadar bekar kalmak isteyen başarılı bir boşanma avukatıdır. Ancak artık iyice yaşlandığını düşünen anne ve babası ölmeden önce mutlaka oğullarını evlendirip torun sahibi olmak istiyorlardır.
Ömer, üzerindeki bu baskı ve ailesinin ona kız bulmak için uyguladığı uçuk girişimlerden o kadar bunalmıştır ki, onları bu amaçlarından vazgeçirecek bir plan yapar. Plana göre Ömer nikah gününde terk edilen adam olacak. Ve çekeceği aşk acısına saygı duyacak ailesi de ona bir daha evlilikten bahsetmeyecektir. Planı için Ömer’in tek ihtiyacı onu nikah masasında yalnız bırakacak bir kızdır. İşte bu noktada Ömer’in kulağına emektar hizmetkarları Hanife abla vasıtasıyla Nazan’ın paraya acil ihtiyacı olduğu çalınır. Ömer’in kafasında ampul yanmıştır.